21 Aralık 2011 Çarşamba

" ÖLDÜĞÜM ZAMAN "

 
Okumadan Geçme bu kitabı


Öldüğüm zaman
Senden çok uzaklarda olacağım
Kara haberi
...aylarca sonra duyacaksın
Çok sevdiğin İstanbul’un
İstiklâl caddesinde
Tanıdığın herhangi bir kimse
— o ölmüş
— duydum, çok üzüldüm diyecek
Sen her şeyden habersiz
Bir yabancıdan bahsedercesine
— kim? diye soracaksın
Fakat sorun cevapsız kalacak
Adım söylenmeden anlayacaksın öldüğümü
Ve başka hiçbir şey sormadan
Yanaklarında iki damla yaş
İçinde bir eziklik
O anlamsız kalabalığın içinde
Ağır ağır yürüyeceksin
Sonra birden bire her şeye boş verip
Adımı ve bütün hatıramı
Taksim meydanında tüküreceksin

Öldüğüm zaman
Sen yine bu kadar güzel olacaksın
Yine bu kadar zalim bu kadar taş yürekli
Yine çevrende hayranların dolaşacak
Sekiz on el birden uzanacak
Sigaranı yakmak için
Geçtiğin sokaklarda
Saatlerce kalacak parfümünün kokusu
Yine seni her göreni kendine râm edeceksin
İzin yıllar yılı silinmeyecek düşüncelerden
Yine âşıklarına uykuyu haram edeceksin

Öldüğüm zaman
Aslında kurtulmuş olacaksın benden
İnan hafifleyeceksin
Belki ara sıra hatırlasan da
— benim ne suçum var
— bu kadar sevmeyeydi diyeceksin

Bense her şeye rağmen diyorum ki
Öldüğüm zaman
Bana senden uzaklarda
Basit, gösterişsiz bir mezar kazsınlar
Ne arayanım olsun ne sevenim
İnsanlardan bir tek dileğim var benim
Mezar taşıma seni sevdiğimi yazsınlar...

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

18 Aralık 2011 Pazar

Hayde ! Hep Aynı Terane Sistem Olmuş Tekerleme


        
 FB-TS maçındaki hakem olayları için çok şey söylemeyeceğim. Erkin Koray ‘ın söylediği gibi “ Böyle gelmiş böyle gider “ de gitmesin. Zamanında statüko yu deviren Trabzonspor bu zaman aşımlarına uğrayan ve suni gündemlere uğrayan olayları değiştirsin, böyle gitmesin. Eğer Trabzonsporlu yöneticiler uğranılan haksızlıkları kamuoyu' nda coşkulu bir şekilde dile getirmezlerse benim söyleyeceklerim yavan kalır, hava da kalır. Hak aranır, hak alınmaz. Nedir ya bu hakemlere Trabzonspor maçlarında kırmızı kart göstermezseniz maç tamamlanamaz talimatı mı verildi.
           Rakip takım ile hiciv yapılır ama yöresel değerler geleneksel güzelliktir. Bunu yapmak kendi kültürüne ihanettir. Eminim Saraçoğlu stadındaki taraftarların arasın da Karadeniz’in soğuk şifalı sularından içmiş, Dertli türküleriyle sevdasını yad etmiş dedeleri, babaları ve akrabaları vardır. Sen alın teri çalıp yürekli Karadeniz insanına " Hayde " şarkısı ile hiciv yapmaya çalışıyorsan anti mizahın başkentisin.
        Trabzonspor " HAYDE " dir.
         Trabzonspor deniz de ki balıkçının rastgelesidir.
         Trabzonspor Karadeniz yaylalarında çınlayıp dağları delen kemençe sesidir.
          Trabzonspor sevgiliye yazılan mektubun tüyleri diken diken eden şiirinin en dokunaklı mısrasıdır.
          Trabzonspor özgünlüktür başlı başına Ve alın teri ile gelen kazançla alınan ekmektir, tuzdur.

Şenol Güneş'ten İnciler 1 #


     Blogerlar Şenol hocanın kanaat önderliğindeki yazılarını paylaşıyor ve yorumluyorlar. Ben bugünden itibaren Şenol Hocanın söylediği cımbızla çekilip alınması gereken lafları paylaşacağım. Bundan sonra bu konu ile ilgili yazmayı düşünüyorum.

Güneş, bir gazetecinin, ''Adil bir yarış olduğuna inanıyor musunuz'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Saha içinde oynayan oyuncularla ilgili hiçbir şey söyleyemem. Ama saha dışında etkileme faktörünün olduğunu her zaman söyledim, bugün de söyledik. Ama biz bugün geride kalmışsak adaletsizlikten dolayı değil bizim yanlışlıklarımızdan dolayı kaldığımızı söylüyorum. Onun için sadece adalete bağlayarak söylemiyorum ama adaleti sağlayacak olan yetkililerdir, kanunlar değildir. Kanunları değiştirmek yerine düşüncelerimizi değiştirelim. Kendimizi değiştirelim. Barışın olmadığı yerde adalet de olmaz. Şu anda biz o barışı koyamadık. Şu anda Fenerbahçe'nin bize saldırısının altında yatan neden bana göre budur. İstediği barışı, huzuru bulamadığı için. Çözüm yolu arıyor. Başka kulüp de aynı şeyi yapıyor. Baskıyla bazı şeylerin kazanılabileceği, hukukla, kuralla, kurallara uymayla kazanılmayacağının hissini yaşıyor insanlar. Bu tehditleri ortadan kaldırması gerekenler, yönetenlerdir. Bizim ama şu anki kaybettiğimiz puanları sadece ona bağlamıyorum. Biz kendi içimizde kendi eksiklerimizi çalışarak gidereceğiz. Bize de olduğu gibi Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a, Beşiktaş'a da haksızlık olmuştur. Az veya çok olmuştur, takdirini zaten siz medya mensupları yapıyorsunuz.''

KAYNAKLAR :
http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20111216/kanunlari_degil_dusunceleri_degistirelim.html

16 Aralık 2011 Cuma

Zorun Kurasından Hallice


UEFA Avrupa liginde temsilcilerimizin kuraları belli oldu. Eşleşmelere bakıldığında korktuğumuz takımları da çekmedik dişe diş takımlar da çekmedik. Trabzonspor seri başı talihsizliğine uğrarken; Beşiktaş ta pek aklımızdan geçirmek istemediğimiz Porto’ yu çekmese de yine bir Portekizli geçen yılın finalisti Braga ile eşleşti. Beşiktaş Portekizli sever.
Trabzonspor ‘un rakibi Hollanda futbolunun lokomotifi PSV. PSV geçen sezonu 3. tamamladı. Bu sene UEFA Avrupa liginde Gaziantep ‘i eleyen Legia Varşova, Hapoel Tel aviv ve Rapid Bükreş ile C grubunda yer alan PSV oynadığı 6 maçta 5 galibiyet ve 1 beraberlik alarak lider çıktı. PSV yi Hollandalı Fred Rutten çalıştırıyor. Hücum hatları çok iyi Tiovonen etkili bir forvet yine Lille deki Belçikalı Hazard gibi etkili bir özel yetenek Dries Mertens yine hücumu besleyen etkili silahları. Bu yetenekli oyuncuları İsakson ve Wilfred Bouma gibi tecrübelilerle harmanlayan PSV karşısında Trabzonspor’umuzun işi oldukça zor gözüküyor. Maçlara çok zaman var ve konsantre olunursa PSV formda ama Lille neyse PSV ondan fazlası değil. Şenol Güneş kuradan sonraki açıklamasında haklıydı Manchester’da çıkabilirdi. Açıkçası Ben almayayım Man City ve Man United ı.Manchester City Porto ile Man United ise Ajax ile eşleşti yani güçlüler 2. turda eşleşti.
Beşiktaşın rakibi talihin cilvesi. Carlos Carvalhal Braga şehrinde doğmuş futbol oynamış ve Teknik direktörlük yapmış birisi olarak bu kez rakip takım Beşiktaşın Teknik Direktörü olarak karşılaşıyorlar. 3 takımın kıyasıya çekişmesine sahne olan H Grubu'nda Braga, liderlik için çıktığı son maçında Club Brugge ile 2-2 berabere kaldı ve Belçika temsilcisinin ikili averajla gerisinde kalarak son 32 takım arasına adını yazdırdı.
Beşiktaş’taki Portekizlilere bakınca yıldız sıfatında çok oyuncuları yok. Braga’nın genel direktörü Fernando Couto ‘ nun da söylediği gibi 2 takım da eşit düzeyde takımlar. İki Portekizlisi Hugo Vienna ve forvet Nuno Gomez. Geçen yılın UEFA kupası finalisti Braganın en etkili silahı Kaptanları Alan Silva. Çok öne çıkan oyuncuları olmasa da geçen yılın Avrupa ligi finalisti olmaları ve gol yollarında etkili olmaları onları dikkate almamız için yeterli sebepler olarak gözüküyor.
Benim düşüncem Beşiktaşın Portekizlileri sahaya gerçek performanslarını yansıtırlarsa gerçek Braganın Portekizlilerini mat edebiliriz gibi geliyor.

KAYNAKLAR :
http://www.goal.com/tr/news/2556/editoryal/2011/12/16/2805284/goalcom-%C3%B6zel-psv-eindhoven%C4%B1-yak%C4%B1ndan-tan%C4%B1yal%C4%B1m
http://www.goal.com/tr/news/2556/editoryal/2011/12/16/2805268/goalcom-%C3%B6zel-bragay%C4%B1-yak%C4%B1ndan-tan%C4%B1yal%C4%B1m

10 Aralık 2011 Cumartesi

Avrupa ligi yolcusu kalmasın !

Takım omurgasının yarısından fazlasını kaybetmek,
Yerine aynı yeterlilikte oyuncular alamamak,
Lige ve Avrupa ya Mithat Halis ( demir perde ) transferleri ile uyum süreci için zamana olan bir takımla başlamak.
Türkiye de ki futbol rezillikleri nedeniyle ertelenen sıkıştırılmış bir lig de maçlar oynamak zorunda kalmak.
Lig de 13 ve Avrupa da 9 maç olmak üzere toplam 22 karşılaşmaya çıkmak
Bunlar veya daha fazlası
Hiçbir zorluk Şenol Güneş önderliğindeki Bordo Mavi Fırtınaya başarısızlık mazeretine büründüremezdi.
Fırtına 2 sene öncesinin şampiyonlar ligi şampiyonuna 2 maçta da sahayı dar etti ve İnter Milan dan 2 maçta 4 puan kopardı. Cska Moskova ya haybeye kaybedilen puanlar olmasa şimdi devler ligi devam ediyor olacaktı. Figüran diye düşünen artist Fransızlara konuk oyuncuya talim ettirdi Fırtına…
Öncelikle Tolga Zengin toplanan puanların en büyük emekçisi harikalar yarattı 7 15 set çekti. Savunmacılar pek yeterli olmasalar da azami gayret gösterdiler. Celutska nın yeri ayrı o 28 yıl sonra yine 14 Eylül de bu kez Milano da 28 numaralı formasıyla Milano da İnter i yıkan golü atan oyuncumuz oluyordu.
Serkan elinden geleni yaptı orta saha da adın hıdır yapacağın budur. Sana da teşekkürler.
Zokora tecrübesiyle takımı sırtladı büyük maçların heyecanını Avrupa tecrübesi az takımımıza daha az hissettirdi. Colman özellikle İnter maçlarında inanılmaz sorumluk aldı. Zokora ile beraber orta sahamıza hayat verdi.
Burak Yılmaz, Adrian, Sapara, Alanzinho ve Henriqe devler ligi müsabakalarında hücum da takımımıza yeterli katkıyı sağlayamadılar. Deplasmanda ki İnter maçında Vittek ve Sapara ciddi katkı yaptılar. Vittek sakatlanırken Sapara bir türlü sahne alamadı.
Halil Altıntop kaleci Tolga Zengin ile birlikte Avrupa mücadelelerinde saha ya yüreğini koyan isimdi. Celutska ile birlikte Halil bir joker gibi görev yaptı. Yeri geldi savunmaya geldi kademe yaptı yeri geldi sağdan soldan bindirmelerle destek verdi yeri geldi hücuma yardımcı oldu. İnter maçında attığı gol Avrupa ya devam selamıydı.
Buruk bir sevinç yaşıyoruz UEFA kupası ile Avrupa maceramıza devam edeceğiz umuyoruz ve istiyoruz Fırtına Avrupa ligin de de iyi sonuçlar alarak Türkiye’nin yüz akı olsun.
Bunları söylerken takımımızın yeterli güce sahip olmadığını ve takviye ye ihtiyacı olduğunu da söyleyelim. İyi bir savunmacı, hücuma dayalı orta saha ve girdiği pozisyonu atacak santrafor ihtiyacımız gün gibi bellidir.

24 Kasım 2011 Perşembe

"Öğretmen Maaşlarını Geçmesin "

Bir arkadaşım paylaşmış bu yazıyı hoşuma gitti ben de paylaşmak istedim. Atamızdaki hakkaniyete bakar mısınız.

''Mustafa Kemal'e sormuşlar;

"Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz ne kadar verelim ?"
Mustafa Kemal ise şöyle cevap verir.

"Öğretmen maaşlarını geçmesin.."

24 Kasım ÖĞRETMENLER GÜNÜ kutlu olsun


             “Öğretmenler Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır” diyen dünyada ki tek başöğretmen sıfatına sahip Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler günü kutlu olsun.
               Başöğretmenimizin izinden giden öğretmenlerimizin öğrettikleriyle bugünlere geldik. Okuduk, yazdık ve öğrendik ve kavradık öğrenmenin hiçbir zaman bitmeyen bir eylem olduğunu. Her şey Öğretmenle başlar.
           Ne yazık ki eğitim ve öğretim de istenilen başarıyı yakalayamadık. Üretkenlik yerine gevşekliği benimsedik. Tüketim toplumu olduk. Eğitimde bir duruş sergileseydik; Türkiye de bugünlerde konuştuğumuz kronik sorunları konuşmuyor olurduk.
           Öğretmen maddi sıkıntı çeker, Öğretmen tartaklanır, Öğretmen kaçırılır, Öğretmen katledilir ve Öğretmenler atanmaz, atanamaz atanmayı bekleyerek ömrünü tüketir.
          Ne yazık ki Öğretmenlerimize gereken değerin verilmediğini düşünüyorum. Öğretmen sorunlarında ben de dahil tüm toplumun payı var.  Van depremin de hayatını kaybeden çoğu yeni atanmış 75 Öğretmenimizi saygı ve rahmet ile analım.
Sezen Aksu şiiri olan “ Affet Bizi Hocam “  öğretmenler günü hediyemiz olsun.

                           AFFET BİZİ HOCAM

Dünyanın bütün nimetlerini alın,
Bana çocuk gözleri verin.

O eşsiz saflığın penceresinden
Naif bir tabloda hatırladığım,
Şiirler boyu satırladığım,
Eskitilmiş hayatlar öğrenirim.

Ben bir öğretmenim.
Öğrenciliği bitmeyen...

Şiiri aldığım kaynak; Sezen Aksunun tüm eserlerinin toplanmış olduğu “Eksik Şiir “ adlı şiir kitabıdır.

22 Kasım 2011 Salı

Puan Toplamaya Devam

           Trabzon şehrinin Bordo Mavi Fırtınasına karşı Milano şehrinin namı değer nerazzurri lakaplı İnternazionale takımı gerçekten de adı gibi Uluslar arası bir takım Avni Aker Stadyumundan geçip gitti. Sonuç olarak bakıldığında: İnter takımı istediğini aldı biz ise en azından üst tur veya UEFA şansımızı son maça taşıdık.
 Genel olarak bakacak olursak; Taraftarların İnter gibi büyük bir takımı karşılamaları ve Ranieri’ nin bu konu hakkındaki açıklamaları çok hoş.
Öncelikle Tribün deki taraftarlarımız görevini layıkıyla yaptı ve şampiyonlar ligi maçının hakkını verircesine bir performans sergiledi.
         Maç başlamadan bizim televizyon başında heyecandan elimiz ayağımız titredi. Şampiyonlar ligi heyecanının gerçekten ayrı bir havası var.
         Maça güzel bir giriş yaptık. Oynaması gerektiği gibi oynadık.0 – 0 giderken Burak Yılmaz ile yakaladığımız fırsatı gol yapsak daha değişik olurduk. Beklemediğimiz bir gol yedik. Neyse ki Halil ilaç gibi bir gol ile imdada yetişti.
İkinci yarı oyunu daha iyi domine ettik fakat İnter kalemize az ve öz geldi İnter hücum oyuncularının Tolgayı geçtiği anda Glowacki gövdesiyle, başka bir pozisyonda ise Tolga harika bir zamanlama ile açıyı daraltarak gole geçit vermeyerek maçı tutmamızı sağladı.
Celutskanın sağdan ortasında Adrianın kafa vuruşunu direkte bırakmasaydık; şimdi Avni Aker den tüm Türkiye ye horon ve kolbastı rüzgarı eserdi.
   5 maç sonunda 6 puan ile grup ikincisiz ve macera devam ediyor.
  Bu başarıda emeği geçen Başta Şenol hoca ve teknik ekibine   cansiperane mücadeleleriyle elinden geleni yapan Tolga, Glowacki, Giray, Zokora ya, sürekli sorumluluk alan oyunu isteyen golümüzü atan Halil e Orta sahada liderlik görevini genel anlamda üstesinden gelen Colman a ve Sürekli golü isteyen uğraşan arada orta sahaya gelip topu tutmamızı sağlayan Burak Yılmaz a ve tüm futbolcularımıza sonsuz teşekkürler.
İnter gibi bir dev den 2 maç sonunda 4 puan alabilmek onur verici.
Şampiyonlar ligi yayınlarında Murat Kosova klasında spikerlerin olması kaliteyi arttırdı.
Metin Tekin gerçekten yorumculuğa yakıştı. Beşiktaşlılar eskiler yorumcu olsun. Feyyaz Uçar da gayet başarılı yazılar yazıp yorumlar yapıyor. Ntv Star filan birbirine girdi. Televizyon dünyası tek partili iktidarlar gibi oldu ama tek iyi yan sanırım NTVSPOR ekibinin şampiyonlar ligine krema kattığını söylemeliyim.
Saha içindeki gerçeklerden biri de sene başında ki önemli oyuncu kayıplarına rağmen oyuncularımızın koordineli bir takım görüntüsü çizmesiydi. Avni Aker den İnter takımı ile Avrupa arenasında oynamanın hakkını veren bir başka Avrupai takım geçti.
O zaman bekle bizi Lille Metropol 15 gün sonra ak koyun kara koyun belli olacak. Benim için ne El nino ne Tsunami ben istiyorum ki şöyle esaslı bir bordo mavi renk ağırlıkta bir Fırtına essin. Yelkenler fora, bekle bizi Fransa

HELAL OLSUN


İnsanlar ünlüleri değerlendirirken ve özellikle futbolcuları genellikle başarılarıyla değerlendirirler. Fakat davranış ta çok önemli bir ölçüt.
         Zvonimir Boban, İvan Ergiç, Marlon Brando duyarlılıktır.
Thiery Henry atılan yüzlerce gole rağmen kocaman bir emek hırsızlığıdır.
Emeğe saygı gösteren Turgay Bahadır seni gerçek futbolsever unutmaz, Futbol bilinçaltının en güzel köşelerinde saklar.Kurallar gereği sarı kart gördün.Hakem Abitoğlu haklıydı.Ama meslektaşlarının emeğini çalma gereği duymadın, zaten olması gereken de o arkadaş.
kazanmak için her yol mubah mantığına gireceğine Turgay Bahadır ol vicdanını süresiz  huzura gönder.Tebrikler Turgay Bahadır.
Sen yeşil sahalarımızda görmek istediğimiz manzaralardansın.

18 Kasım 2011 Cuma

Birinci Dereceden İhmal Kuşağı

                  9. küsurları görüp Türkiye ye deprem felaketinde yardım etmeye gelmiş bir Japon vatandaşını 5. küsurluk bir ara depremde kaybetmek ne üzücü değil mi?
         Birinci dereceden deprem kuşağındayız. Kuzeydoğu Anadolu Fay hattı ülkemizden geçiyor.
            Deprem de kaybettiklerimiz için çok üzgünüz.
Ama biz sadece birinci dereceden deprem kuşağında değiliz. Daha öncesinde birinci dereceden ihmal kuşağındayız.
    Bu ülkeden fay hattıyla birlikte ihmal ve vurdumduymazlık kuşağı geçiyor.

TÜRKİYE DE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN OKUMA VE BARINMA GERÇEĞİ HAKKINDA ...

            Üniversite dönemini tamamlamış biri olarak geçtiğimiz Eylül ayında öğrenci arkadaşlarımızın ödediği tavan asgari ücrettin dahi fazlasına kaçan harç ücretlerinden sonra bu konuya daha fazla duyarsız kalamadım.
              An itibariyle Türkiye’de 97 si devlet 44 ü vakıf olmak üzere 141 adet üniversite mevcut. Rakamlarda sürçü lisan etmiş olabiliriz. Yanılmamız normal çünkü memleketimin her köşesine harıl harıl üniversite inşa ediyor sağ olsun devletimiz. Lafını esirgemeyen spor yazarımız sevgili Bilgin Gökberk ağabeyimizin söylediği üzere dünyada en çok inşaat diken ülkelerdeniz. Boş durmayalım araya üniversite serpiştirelim diyoruz olan Türk gencine oluyor.
                Her üniversitelinin işsizliği tattığı güzel memleketimiz de ortalama bir eve çıkmanın maliyeti 450 -600 TL arasında ha bir de ikinci öğretimsen ödüyorsan en az 500 TL tadından yenmez. Üniversite harçları için harç değil haraç desek yeri var. Özel üniversiteleri, Vakıf Üniversitelerini katmıyorum orada zaten okumak maddi bir sorun değil maddi bir ayrıcalıktır.
Barınma sorunu başlı başına bir fiyasko devlet yurtları ihtiyacı karşılayamıyor. Özel yurtlar haddinden fazla para istiyor. Güvenlik, konfor ve kalite bizden para sizden diyorlar. Eve çıkmak ise en büyük öğrenci sorunsallarındandır. Uyumlu arkadaşların olmalı veya iyi kötü arkadaşların olmalı çünkü tek başına çıkıyorsan ne ala muallâ. Tamam, arkadaşlar mevcut şöyle rutubetsiz, ferah bir ev bulmak gerek para mühim değil zaten emlakçi veya evsahibi 3 e 4 e bölüyor siz bölmeden hesabı. Evet, bir rutubetten mantar çıkan izbe bir eve sağlam cukka istiyorlarsa o zaman seyredin kara komediyi. Bkz. Kemal Sunal “Kiracı” filmini izlerseniz acı acı gülersiniz. Ev tutsanız, harç ödeseniz bitti mi bitmedi makarna- yumurta, 3 köfteli yarım ekmek, 3 çeşit yemek cepte metelik kurşun demek gibi leziz menü seçenekleri sizleri bekliyor. Ve yollar: yollar mı yıllar mı denizler mi engel, engel bilet parası ağa şehir dışı 15 TL şehiriçin de gezmek paha biçilemez, harbi den biçilemez.
               Üniversiteli eğlenmeli de her hafta sinema mı gsm operatörlerinin kampanyaları işi kurtarıyor gibi gözüküyor. Bu mali şartlar altında; tiyatro, dans, sportif etkinliklere gidebiliyorsanız her şeye rağmen sosyalliğinizi avuçlar patlayana dek alkışlamak gerekir.
              Zaten bir yerde Öğrenci veya Asker ağalar varsa flüoresan lamba gibi yanıyorlar. Bunu gören yerli esnaf durur mu vuruyor gözüne yağlı kazığın.
             Birkaç yıl evvel sevgili Kadir kardeşim” Zengin de olsa Öğrenci öğrencidir cebinde parası biter.” demişti sanırım Türkiye de öğrenci gerçeğini gözlemlersek sonuna kadar haklı…

30 Ağustos 2011 Salı

Dünya Futbolunda Kafkas Modası

           Günübirlik Yönetim Anlayışlarının Etkileri Üzerine http://arkadirekteplase.blogspot.com/2010/11/gunubirlik-yonetim-anlayslarnn-etkileri.html adlı yazımda para gücünün dünya futboluna olan etkisin den ama özellikle Türk futboluna olan pozitif ve negatif etkisine değinmiştim. Ama finansal güç kaynakları veya moda tabirle endüstriyel futbol un etki alanı bence baya genişledi. Küreselleşme etkisini futbol a da attı ve artık Küresel bir futbol pazarı bütün haşmeti ile yeryüzünü kavuruyor. Arap yarımadasın da ki Arap şeyhleri, ABD de Zengin işadamları ve Rus işadamları çıktı bu ara Kafkasya da ki işadamları moda oldu.
            Bir siz eksiktiniz futbol piyasasında Çeçen kulüp başkanları, halkınız yok olurken, fakirlik ten ölürken saçtınız milyon dolarları, milyon euroları vurdunuz futbol piyasasının gözüne. Evet, bu ara Çeçen para babaları Avrupa transfer borsasını yerinden oynatıyor. Avrupa, Rus Roman Abramovich ( Chelsea FC Başkanı )  ve Arap Khaldoon Al Mubarek ( Manchester City FC Başkanı ) rüzgarı bitmeden Çeçen para babalarına merhaba dedi.
               Meşin yuvarlağa Çerkez dansı yaptıran iki başkan: Neuchatel Xamax başkanı İslam Satujev ve Son günlerin en hovarda transferini yapan ( Samuel Eto ) takımın başkanı Süleyman Kerimov. Satujev Avrupa da özellikle İsviçre de yatırımları olan bir isim Neuchatel
Takımına bir ivme kazandırmak istiyor. Süleyman Kerimov Ocak 2011 de Anzhi kulübünün başkanı oldu. Ve başladı ölümüne transferler yapmaya. Futbol paralanıyor, Euro ve Dolar ile yüzüyor. Gelsin paralar oynasın futbolcular. Ne mutlu bonservis bedeli yüksek olup kulübüne kaynak sağlayana. Futbol piyasası farklı para kaynakları ile finanse olurken; İspanya La liga ekiplerinden Sporting Gijon un 25 yaşındaki savunma oyuncusu Javi Poves ben bu ne idüğü belirsiz para ile ekmek kazanmak istemiyorum, paranız da topunuz da sizin olsun adios (hoşça kal ) diyerek futbolu erken bir yaşta bırakma kararı kaldı.

BİTMEK BİLMEYEN ORMAN YANGINLARI…

        İlkokulda, ortaokul da, lise de hep söylerlerdi hocalarımız bize ormanlar akciğerlerimiz dir. Onlarsız soluyamayız, nefes alamayız.
        En son İzmir Seferihisar da daha öncesinde Datça ve Milas ta orman yangınları çıktı. Binlerce hektar ormanlık alanımız yanıp kül oldu. Her yıl daha çok Ege ve Akdeniz de çıkan orman yangınları sonucu ülkemiz kelaynaklaşma sürecine doğru gidiyor. Seferihisar da ki yangın için (aynı anda Sakarya ve Antalya da orman yangını çıkmıştı ) terör örgütünü sabotajı şüphesi ortaya çıktı. Bilemeyiz terör örgütünü mü yapmıştır ama şunu söylemek gerekir, bu ormanların yanmasına sebebiyet veren kimseler, zümreler zaten doğayı katlettiği, yok ettiği için teröristtir baya bir insanlık suçu işlenmiştir. Evet, mevzu bahis doğa olunca ister istemez ağır konuşuveriyorum. Güzelim koruluklara, makiliklere, çam ormanlarına her yıl kıyılıyor.
Şu sebepten yangın oldu hava sıcaktı, yan yattı, çamura battı, falan filan, İnter Milan diye
geçiştiriliveriyor bu hayati meseleler. Sonra bir bakıyoz ormanlığın yanına içine yakınına devasa siteler, bol yıldızlı oteller, felanca konutları kurulmuş. Önemsemiyoruz: çünkü bizim için orman yangını NTV haberin 45 saniyelik vtr si dir.  Yeşilin için de mavinin dibin de ki bol yıldızlı otelimiz de kodaman bir tatil yaparız. Bol konforlu, güvenli, korunaklı depreme dayanıklı sitemizin içindeki dairemiz de National Geographic Wild kanalın da Savana parkında ki aslanlı ceylanlı belgeseli izleriz. Ormanlar yanmış , buzullar yükselmiş çokta trinity aç ensest Bihter ile Behlül ü , Uşaklıgil e selam olsun. Her gün TV de bitkisel reklamlar dönüyor. Bütün gün öğlen kuşağında ki kadın programlar ın da o envayi çeşit otu, bitkiyi, çiceği, çayı konuşuyorlar. Her akşam siyasi çekişmeler, dünya çapında eğilimler konuşuluyor ya bir gün de çıkın da şu orman yangınlarını konuşun arkadaş! Küresel ısınacağız, söndüren olmayacak. Yükselen denizleri konuşun uzmanlar.
        Ağustos 2009 da Yunanistan günlerce süren yangında on binlerce hektarlık alan mahvoldu. Dağ, taş, ormanlar, binalar, insanlar hasar gördü. Günlerce Yunanistan yanarken ne kadar büyük bir afatla karşılaştıkları ne kadar büyük bir maddi ve manevi kayıpla karşılaştıkları ortadaydı. 2009 da Yunanistan için çok üzüldüm.  Netice de doğa yok oluyor ve insanlık kaybediyor. Zannetmiyorum ama umuyorum ki bir gün bu yangınlar da neden denir ve kamuoyunda en azından tartışılır.

KOCAMAN ÇELİŞKİLER HAKKINDA

          Bu yazı bir arkadaşıma ait bir irdeleme yazısı. İrdelenen kişi irdeleme yi  çok sevdiği için arkadaşımın yazısını noktasına virgülüne dokunmadan paylaşmak istiyorum.                                                          

Bir yorum dikkatimi çekti!

''adam gibi adam AYKUT KOCAMAN''

İnceleyelim;

—1 Ekim 2005 Konyaspor - Fenerbahçe maçı,

Konyasporun başında ''adam gibi adam AYKUT KOCAMAN'' var. Maçta Fenerbahçe Anelkanın eliyle attığı golle 2–0 geriden gelerek maçı 2–4 kazanıyor maçtan sonra soyunma odasında Aykut hoca; "Arkadaşlar artık bu sistemden, bu düzenden bıktım. Bu sistem, bu düzen düzelmek için bir kurban istiyor. Dayanacak gücüm kalmadı ve teknik direktörlük hayatımı bu maçla birlikte noktaladım" dedi! ''adam gibi adam AYKUT KOCAMAN''
neydi şikayeti?

Statüko!!!

-16 Haziran 2009,

Fenerbahçe'de sportif direktörlüğe getirilen Aykut Kocaman, kulüp binasında 3 yıllık sözleşme imzaladı.

yani?
Değiştirmek için kendisini feda etmeyi düşündüğü düzenin koruyucusu statüko'nun merkezindeki takım Fenerbahçe ile sözleşme imzaladı ''adam gibi adam AYKUT KOCAMAN''
bitmedi!!!

-29 Haziran 2010,

Fenerbahçe'de Daum'un görevini son verilmesinin ardından teknik direktörlük görevine getirilen Aykut Kocaman basın önünde sözleşme imzaladı.

Yani?
Değiştirmek için kendisini feda etmeyi düşündüğü düzenin koruyucusu statüko'nun merkezindeki takım fenerbahçe ile bu kez teknik direktör olarak sözleşme imzaladı ''adam gibi adam AYKUT KOCAMAN''

nasıl?

Daum’un kuyusunu kazdığı haberleri ayyuka çıkınca;
''Özellikle şunu söylemek istiyorum, Daum`un yerine gelmek gibi bir düşüncem asla ve asla yok. Böyle bir tasarrufum asla olmadı, asla da olmayacak'' diyerek ''adam gibi adam AYKUT KOCAMAN''

toparlayalım,

önce statüko nedeniyle antrenörlüğü bırakma kararı aldı,
sonra bu karara sebep olan statüko'nun beşiğindeki takım fenerbahçe'ye sportif direktör oldu,
daha sonrada asla olmayacak diye diye antrenör,

Şimdi soruyorum,

bu işte bir gariplik yok mu?
''adam gibi adam AYKUT KOCAMAN''

  Fatih Aktaş Temmuz 2011

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Nihat Genç ve Uzun akıcı cümleleri

             Oluşumun yazarı değil de halkın yazarı Sevgili Nihat Genç edebiyatımızda uzun cümlelerin iştahlı kurucusu; kelimeler, tamlamalar, açıklamalar ve anlatımlar debisi yüksek bir ırmak gibi akıveriyor dilinden.
                Nihat Genç bir kitabında esnaf ahlakı ile bir konuyu anlatırken gençlik yıllarında uğradığı bir dönerci ustasının ustalığını işini sevmesini bir şaheser gibi anlatıveriyordu. Öyle bir anlatır ki o sadece “ veryansın “ eden bir adam değildir; görmediklerimizin betimleyicisidir.

14 Temmuz 2011 Perşembe

TAKIMLARIN TRANSFER POLİTİKALARINA DAİR

Takımlar transferlerini aşağı yukarı tamamlarken takımların transfer politikalarına değinelim dedim. Transfer çok farklı bir kavram futbolda: Öncelikli olarak ihtiyaç gibi gözükse de; gövde gösterisi, renklilik ve reklam gibi işlevleri var.
     Özellikle ülkemizde transfer amacından farklı bir biçimde yapılıyor. Transfer dediğin: yama transfer, özel transfer yani hocanın istediği oyuncular ( Quaresma, Baros ) , geleceğe dönük transfer, alternatif oyuncu transferi ve forma satışı ve kombine amaçlı yıldız oyuncu transferi (Guti, R.Carlos ) ve son olarak ta bu genellikle Türkiye de gözüken transfer için transferdir.
     Yama transfer eksik bir bölgen için yaptığın gayet gedik kapatan bir transfer eylemidir. Fatih terimin uluslar arası başarıya giden yolda yaptığı sağbek ve stoper oynayabilen Carlos Alberto de Oliveira Capone transferi yama transferin Türkiye şartları içindeki numunesini teşkil eder. 2000–2002 yılları arasında Galatasaray formasını giyen Brezilyalı Capone hem tam bir görev adamıydı hem de ileri çıkışlarında yan toplarda arka direkte yaptığı plaselerle skora katkı yapıyordu. Aynı zamanda bloğuma isim vermemdeki esin kaynağımdır.
     Hocan bir oyuncu istemiştir benim sistemim için bir on numara lazım demiştir veya kanatları kullanacağım demiştir alırsın istediği oyuncuyu gözünün yaşına bakmazsın bonservis bedelinin.
     Geleceğe dönük transfer çok öneli bir uzun vadeli transfer atılımıdır. Altyapın daki fidanlar büyüyüp meyve veremiyorsa gelecek vaat eden genç oyuncuları kulüplerimizin mütahit yöneticileri kadrolarına ekleyecekler. Arkadan genç oyuncu gelmeyen kadrolarda sürekli kadro yenilenir,uyum süreci ile uğraşılırken lig bitiverir. Dünya da geleceğe dönük oyuncu transferini kuşkusuz Arsenal kulübü yapıyor. Arsene Wenger hoca bir yetenek görmeye dursun hemen Arsenal kadrosuna ekleniyor. Pek göze çarpmasa da Fransız kulüpleri bu işten çok ekmek yiyorlar Afrikalı gençlerden oluşturdukları kadroları 3 – 5 yılda bir jenerasyon yakalayıp zirveye oynayabiliyor.  Okay Yokuşlu, Nadir Çiftçi (Kayserispor ) Serdar Kesimal ( Fenerbahçe ) , Tarık Çamdal (Eskişehirspor ) geleceğe dönük transferler olarak göze çarpıyor.
          3 kulvarda mücadele edecek takımlar için alternatif oyuncu transferi şart gözüküyor.Trabzonspor bu konuda gerekli hamleyi yapamadır.Egemen Korkmaz gibi takımda direkt oynayan bir stoperi kaybettiler.Yerine şu anda Celutska geldi ama tecrübesiz bir oyuncu ve Egemen ayarında bir stoperi yok 3 kulvarda mücadele edecek trabzonsporun üstelik Glowacki saatli bomba konumunda. Ceyhun ( Galatasaray ) ve Mustafa Pektemek (Beşiktaş ) alternatif transferler olarak göze çarpıyor.
          Kombine ve forma satışı için Dünyanın büyük futbol devleri astronomik rakamlara transferler gerçekleştiriyorlar.Türkiye de ise Nicolas Anelka, Mario Jardel  ve Quaresma gibi örnekleri bulunuyor.
          Türkiye de en büyük transfer sorunu transfer yapmak için yapılan transferler olarak göze çarpıyor.Bu transferler sadece kadroları şişiriyor ve  gelişigüzel yapıldığı için sportif başarısızlık ve maddi külfet getirebiliyor.Bir sezonda 15- 20 oyuncu transfer eden takım bir şeyler bekliyorsa anlayın ki mucizelere inanıyordur.

14 Haziran 2011 Salı

VİRA! Şenol GÜNEŞ

     2010–2011 sezonunun ardından kamuoyunda birçok şey konuşuldu, tartışıldı. Bu tartışmaların içerisinde hataları da olsa her insan gibi kıyamadığımız büyük harflerle ismini yüreklerimize kazıdığımız insanlık timsali, Futbol filozofumuz Şenol Güneş’in de haklı haykırışlarını izledik.
          Trabzon’daki zor yıllardaki(1975–1985 ) futbol kariyeri, insanüstü saha performansları tabi bunlara( Kadir Özcan, Rahmetli Cemil Usta, Turgay Semercioğlu, Ali Kemal Denizci ve adını söylemediğim Karadenizin bıçkın çocukları ) eklemeliyiz.80 ‘ li yılların sonunda meşakkatli Teknik Direktörlük macerasına girer Şenol Hoca. Şenol Güneş 95–96 sezonunda Fırtınaya fırtına gibi hücum futbolu oynatırken güzel oyun seviyesine erişmişken şampiyonluk zirvesine ulaşılamaz. Ve 2002 de biz Türk insanı 17 Ağustos 99 depreminin yaralarını yeni yeni sararken, ekonomik krizler atlatırken sen Ay yıldızlı Türkiye’mize dünya 3. lüğü şerefini tattırıyordun.Sana söylenenleri konuşmak bile gereksizdi.O zamanlar sabah erken kalkan Şenol Hocayı eleştiriyordu.Hugo Bross tan enkaz alıp Trabzonspor ‘u bu duruma getiren bu topçu dan bir halt olmaz denenleri tekrar yıldız değerine yükselten Şenol Hoca bu izansız insanların herhangi bir olumsuzlukta seni yine eleştiri bombardımanına tutacaklarından hiçbir şüphem yok.Sevgili Şenol Öğretmen,Karadeniz ‘den doğan Güneşimiz,Uzakdoğu da futbol bilgine Asya ruhu katıp harmanlayan Anadolu ihtilalinin Geçit vermez kalecisi.Sen artık rüyalarda görülen şampiyonluğa yakınlaştırdın bordo mavi yürekleri … Volkan Konak ‘ ın şiirinde dediği gibi “ Ha! Bu arada unutmadan bu sene de şampiyonluğa oynuyoruz “ dedik yine Şenol Hoca!
Seni anlamayanlara inat biz sevdamıza bağlandık bizimkisi Karadeniz İnat!
Hocam bizlere bu güzel bordo mavi resitalleri yaşattığın için, Maç sonraları bir öğretmen gibi yüreklere su serpen konuşmaları yaptığın için, her açıklamanda pozitif anlayışın için sana sonsuz teşekkürler etmek gerekir. Umuyorum TS yönetimi istediğin transferleri yaparda sen de istediğin sistemini kurarsın.” Güneş Sistemi :)”Hocam senin yıpranmana, cahilce eleştirilmene tahammül edemiyorum.  Mücadele yıllarının yıprattığı yüzünün hep gülmesi temennisiyle,
       VİRA! Şenol GÜNEŞ

6 Şubat 2011 Pazar

İzmir Kordon Boyu Bordo Maviye Güvenoyu

   
         Memleketimin  kuzeydoğusundan 3 denize yaydığın,estirdiğin fırtınalar için sana sonsuz teşekkürler ediyorum, “ Şenol Güneşli Trabzonspor “.vatan görevimi,sıla hasretimi bir kenara atmış Selçuk ve Colman’ ın pas trafiğini, Serkan Balcının dinamizmini, Jaja sert şutlarını, Umut’un skor için yırtınışını  ve Alemin büyük futbol filozofu Şenol Güneş’in bir bilgeye yakışır özeleştirisini büyük bir zevkle izliyorum.
          Ligin ilk yarısını önde bitirmenin verdiği özgüvenle diğer 17 maçlık periyoda başladık 2 maçta 5 puan kaybettik. Saha skorları önemli ama çok ta önemli değil. Önemli olan büyük bir inanışla kalıcı sportif ve yapısal başarılara kenetleniştir. Şenol Hoca Sebatspor ‘u ziyaretinde bir takım yapısal olarak gerilere düşecekse şampiyon olmanın bir önemi yok açıklamasını yapmıştı. Evet hocam çok inanıyoruz,istiyoruz 7/ 24  ve 7 kıta 3 okyananusla beraber  bordo mavi için kalp atım hızımız aynıdır. Güzel güneşli bir ege gününde inanç dolu umutlarla “ İzmir kordon boyu Şenol Güneşli bordo maviye güven oyu ” diyorum.